Akupunktur, vücudun belirli bölgelerine ince iğnelerin batırılması yöntemiyle gerçekleştirilen geleneksel bir Çin şifa tekniği olarak karşımıza çıkmaktadır. Akupunktur, bütünsel yaklaşıma sahip geleneksel Çin tıbbının bir parçasıdır ve günümüzde tıbbi tedaviye ek olarak uygulanmaktadır.

Bilinen geçmişi 5000 yıllıktır. Vücutta kan dolaşımına da benzetebileceğimiz enerji dolaşımımızın iç ve dış çeşitli etkenlerle sekteye uğradığı durumlarda hastalık belirtiler ortaya çıkar. Bozulan bu enerji dengesi akupunktur yardımı ile tekrar sağlandığında organizma rahatsızlıklarla daha kolay baş edebilir duruma gelir.

Vücudumuzda meridyen denilen 16 adet enerji kanalı üzerinde ve kulakta bulunan akupunktur noktaları iğne ve lazer ile uyarılarak çeşitli hastalıklar tedavi edilmektedir.

Akupunktur noktaları uyarıldığında enerji kanallarındaki dengesizlikler ortadan kaldırılmakta ayrıca beyin ve sinir uçlarından nörotransmitter denilen maddelerin salgılanımı artırılmaktadır. Bu maddelerin başlıcaları endorfin, serotonin, dinorfin, enkefalinler, GABA dır. Bunlardan endorfin sentetik morfinden 1000 kat daha fazla ağrı kesici özelliği vardır.

 Uygulamada hastanın tıbbi durumuna göre kulak kepçesi, baş, kollar, bacaklar ya da gövde üzerindeki diğer noktalar kullanılabilir. Hastanın yakınmalarının şiddetine ve tedavi edilecek tıbbi durumun özelliğine bağlı olarak toplam seans sayısı ve sıklığı hastaya göre değişiklik gösterir.

Akupunktur tedavisi tamamen doğal, kimyasal madde içermeyen bir uygulama olduğu için her yaşta uygulanabilir.

Akupunktur tedavisinde dışarıdan vücuda hiçbir madde verilmediğinden yan etkisi görülmemektedir